"En Büyük Bayram"



Genci yaşlısı, varsılı yoksulu ile, " Ne Mutlu Türküm Diyene!!!  mottosu ile haykıran, bu toprakları yurt edinmiş , kökenine  ve inancına bakmaksızın herkesi  yurttaşlık  bilinciyle kucaklayanların " en büyük bayramı kutlu olsun"

Yaşanan tüm olumsuzluklara karşın , tüm halkın günün ilk ışıklarına değin  alanlarda kol kola, omuz omuza marşlarımızı haykırarak  horona,  halaya duruşları  bu aşkın bitmeyeceğini, bitirilemeyeceğini söylüyordu, dosta düşmana.

 

İtiraf etmeliyim ki; önemli günlerde  ,bayramda seyranda Anıtkabir merdivenlerini tırmanırken erkanın  görüntüdeki ağır tırmanış temposu ; protokol kuralları mı, yoksa devlet ciddiyetine uygun görüntü verme zorunluluğunun bir gereği midir? Bilemiyorum. Çelenk bırakma ve saygı duruşu ritüeli ile tamamlanan görev sonrasında dağılma sürecine girildiğinde adeta araçlara kaçış tempolu ayrılış görüntülerinin  , dışarıda  Ataları ile kucaklaşmak isteyen  çoluk çocuk   çoşkulu bekleyişteki yüzbinleri daha fazla bekletmemek hassasiyetinden mi kaynaklıdır, açıkçası bunu da bilemiyorum.

Ülkemin her köşesinde  bir şeylere ve bir yerlere inat  yaşanan bu görüntü, "güneşin zaptının yakın"  olduğunun müjdesini veriyor. İçerde ve dışarda her alanda  zor ve sıkıntılı günleri yaşarken ,   bağımsızlığa , demokrasiye ve çağdaşlığa   duyulan özlemi  böylesi içten bir inanç ve kararlılıkla   talep eden milyonları ne gördüm ve ne de yaşadım. 14 Temmuz kutlamalarına bir raslantı Pariste tanık olmuş  kişi olarak, Fransız halkında bu çoşkuyu göremediğimi belirtmeliyim. Yüz yıllar süren bir Özgürlük ve düzen kavgasından süzülerek amaçlarına ulaşmanın yaşanmışlığı , bağımsızlığı ve demokrasiyi özümsemiş olmak mıdır, bunun açıklaması? Salt bu olmasa gerekir.  Bolşevikler Ekim 1917 devriminin yüzüncü yılına ulaşamadan koptu gittiler. Ulusal Kurtuluş Savaşında, Emperyalizme karşı tam bağımsızlık ülküsü ile , her türlü yokluk ve yalnızlık içinde   topyekûn kurtuluş    mücadelesi veren bir halk inançla küllerinden doğmuş, Gazi Mustafa Kemal'in askeri, siyasal,kültürel ve toplumsal alanlardaki vizyoner önderliği  mazlum ulusların geleceğinin ve bağımsızlık savaşımlarının ışığı olmuştur. Devrimleri ile inşa edilen Cumhuriyet , süreçte antidemokratik ve emperyal müdahalelerle kimi zaman akamete uğramış olsa da,  yaktığı ateş sönmeyecektir. İnanıyorum ki ; bu  coşku gelmekte olanın  müjdecisidir.

 

Başkent Havana 'daki Katedral Parktaki Mustafa Kemal'in  büstü altında; "Yurtta Sulh,  cihanda sulh"  sözü yazılıdır.   Lider  Castro devrim yolculuğunun başında yola çıkarken ; " O , dünya  halklarına karşı  verdiği kurtuluş savaşında başarılı olmuş bir liderdir. O başardıysa Biz   niye başarmayalım. " diyerek , Mustafa Kemal Atatürk' ün önderliğinde başlattığı devrim hareketinin kendileri için bir  ışık olduğuna vurgu yapmıştır. Fidel'in  taşıdığı inancın kuramcısı ve 1917 İhtilalin lideri lenin'den bu övgüyü esirgemiş olması , lenin'i küçültmeyecek olsa da, Atatürk 'ün dünya uluslarını etkilemesindeki gücünü göstermesi bakımından oldukça önemlidir. Ö.Kırca 

 

Kırca Hukuk Bürosu
Tüm Hakları Saklıdır ©