Manevi Danışmanlık
MANEVİ DANIŞMANLIK
Mili Eğitim Bakanlığı, Gençlik ve Spor Bakanlığı ile Diyanet İşleri Başkanlığı arasında imzalanan; “ Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime sahip Çıkıyorum. Projesi İşbirliği Protokolü “ kısaca (ÇEDES) olarak anılan girişimle, Eskişehir ve İzmir İllerimizde Milli Eğitim Müdürlükleri ve İl Müftülüklerince yürütülen , 842 ilkokul, Ortaokul ve Liselerde “ Manevi Danışmanlık Hizmeti” adı altında ; imam, müezzin, vaiz, kuran kursu hocalarının görevlendirilmesine ilişkin girişime karşı demokrat ve laikçi kesimin sesinin dışında , muhalefetten gür bir ses , bir tepki gelmedi. İktidar; “ hele bir adım atalım, gelecek tepkiye göre rotamızı tayin ederiz.” Düşüncesi ile önce iki ilimizde uygulama başlatmak istiyor. İmam Hatip Okulları, İlahiyat Fakülteleri, siyaset ve ekonomi alanındaki etkinlikleri devasa boyutlara ulaşan tarikatların bünyesindeki medrese düzeyindeki eğitim faaliyetleri yeterli değil miydi? Bilemiyorum. Bu başka bir araştırma konusu. Protokol açıklanınca ilk günlerde muhalefet cenahından birkaç bireysel çıkış ve cılız sesin dışında orada da suskunluk hakim. Suskunluk derken hani altılı masanın chp dışındaki beşinden söz etmiyorum. ÇEDES girişiminin onların meşrebine aykırı bir yanı yok. Cumhuriyetle akran ana muhalefetin ise yaşamsal önemde gündemleri var. Değişim istiyorlar ya… Değişmesi gerekenlerin değişim istemeleri de paradoksal ve ironik bir görüntü. Neyi değiştireceklerini bilmeyenlerin çıkardıkları tam anlamı ile bir kakafoni.
İşte, siyasetten çoktan umudu kesmiş 22 Sivil Toplum Kuruluşu (STK) ; “ Laik ve Bilimsel Eğitim Platformu (LEBEP) “ çatısı altında bir araya gelerek iktidarın bu girişimine yurt genelinde gerçekleştirecekleri demokratik eylemlerle tepki gösterme kararı aldılar. Yaptıkları ortak açıklamada; Siyasal İktidar Kurumları arasında imzalanan bu protokol ile; Anayasa’nın değiştirilemez ve değiştirilmesi dahi teklif edilemez ilkeleri arasında yer alan Laiklik ilkesi ve Milli Eğitim Temel Yasasının ihlal edildiği bildirilerek, önce Eskişehir , devamında İzmir ve Yurt genelinde duyarlılığı artıracak, bilgilendirme ve bilinçlendirme sağlayacak etkinliklerle , gerçek amacı aşikar bu girişime “ dur” deme kararlarını duyurdular.
Öteden beridir kurtuluşun “örgütlü toplumsal muhalefeti güçlendirmek” diye söyleyip durduğum emelimin değişik alanlarda gerçekleşiyor olduğunu yaşamak daha bir özgür kılıyor insanı…
Anayasaya ve yasalara aykırı bu protokolün kanımca yaşama geçirilmesini beklemeye gerek yok. Protokol hayata geçirilmese dahi, bu haliyle Anayasa’yı ihlal suçu oluşmuştur. Çünkü bu suçun oluşumu tamamlanmasına bağlı olmayıp, önemi ve özelliği gereği kalkışma da tamamlanmış suç gibi yaptırımla karşılanmıştır. Yaşadığımız yargı düzeninde sonucundan bağımsız yasal girişimlerde bulunmak ödev olmalıdır. ÖK.