GENELGE
Genelge
Adalet Bakanı Bozdağ; kadına yönelik şiddet ve çocuk istismarı suçlarına ilişkin soruşturmaların " titizlikle sürdürülmesi" ve bu konudaki soruşturmaların Bakanlığa bildirilmesine ilişkin bir genelge yayınladı. Genelgede söz konusu soruşturmalar hakkındaki bilgilerin Cumhuriyet başsavcısı tarafından derhal Ceza İşleri Genel Müdürlüğü'ne gönderilmesi isteniyor.
Uzun süredir artarak devam eden söz konusu suçlarla ilgili olarak genelge yayınlaması ; son günlerde gündeme düşen 6 yaşında bir kız çocuğunun tarikat mensubu babası tarafından evlendirildiği haberinden kaynağını alıyor. Bakıldığında , ne var bunda? denilip , bundan böyle hukuki mücadelenin daha etkin yürütüleceği algısına kapılabilirsiniz. Şeytanın avukatlığını yapıp, ben farklı okuyorum bu genelgeyi. Katlırmısınız, bilmem. Genelgede bu suçlarla ilgili soruşturmaların; " titizlikle yürütülmesi " istenirken, bu güne değin, bu soy soruşturmalarda gereken özenin gösterilmediğine vurgu yapılmıyor mu?
Dahası, verilerin "derhal" kaydı ile Bakanlıkta ve Genel Müdürlükte toplanması istenmiştir. Esasen, tüm suç kayıtları ve maznuniyetler Bakanlıkta arşivlendiği göre, " derhal" kaydına yer verilmesi ile murat edilen nedir? Böylece yargı bağımsızlığı, masumiyet karinesi, tabii hakim ilkelerine dokunulmuş olunmuyor mu?..Öyle günlerden geçiyoruz ki, ister istemez şeytanın avukatlığını soyunuyor insan...
Gün geçmiyor ki, bir çok kadın gözler önünde vahşice katledilmesin. Cinsiyet ayırımı yapmaksızın, tarikat yuvalarında, kurslarda ve yurtlarda çocuklara karşı cinsel
istismar suçları işlenirken " genelge" çıkarma gereği duymayan Bakanlıklar bu gün etkin mücadeleye karar vermişlerse, bir samimiyet sorgulaması yapmak her şeyden önce benim insan olarak hakkımdır, diye düşünüyorum.
Son olayda ünlü bir cemaate bağlı vakfın kurucusu olan babası tarafından 6 yaşında evlendirilen kız çocuğunun haber yapılması üzerine oluşan toplumsal tepki nedeniyle hız kazanan adli süreçte tutuklama kararları çıkınca, olan biteni Adalete aykırı bularak protesto eden, slogan atan sarıklı, cübbeli insancıklarla doluverdi İstanbul'da Avrupanın
en büyük Adliyesinin önündeki alan. Özgürlük istiyorlardı, adalet istiyorlardı tutuklananlar için. Kuşkusuz, binlerce insan gibi, adaletin tecelligahında görev yapan yüzlerce Savcı ve önemli sayıda güvenlik görevlisi de tanık oldular ve sükunetle izlediler, bu tabloyu. Kime karşı, kimler tarafından beslenip, palazlandılar, bu oluşumlar? Cumhuriyetle akran Yasa meşruiyetini korurken, fütursuzca sahnelenen, hukuka açıkca aykırı ve suç teşkil eden bu güç gösterisinin yanında; paylaştıkları bir cümlecikten oluşan alıntı nedeniyle cezaevlerine atılanları düşündükçe; sözünü ettiğim Genelgeye başlangıçta, soruşturma evresinde birilerini korumaya almanın almanın bir yolu mudur? diye bakmadan duramıyorum. Düşünce işte. Nerelere götürüyor insanı...ÖK