Potbori II

Potbori II.

İlk imzacısı olduğumuz “İstanbul Sözleşmesi”nin Cumhurbaşkanının kararı ile yürürlükten kaldırılması ve  Ayasofya’nın ibadete açılması  kararlarının altında imzaları bulunan  Danıştay 10. Dairesi Başkanı  Yılmaz AKÇIL ın Anayasa Mahkemesine seçilişi ile ilgili düzenlenen ant içme töreninde  AYM Başkanı  Aslan’ın  , törene  katılan Cumhurbaşkanı Erdoğan, TBMM Başkanı Kurtulmuş, Adalet Bakanı TUNÇ ve katılanlara karşı törendeki konuşmasında ; Anayasa Mahkemesi Kararlarına uymak, anayasal zorunluluktur. “ şeklinde özetlenebilecek söylemini yineleyerek ,  özlü bir hukuk devleti ve demokrasi dersi vermeye çalışmış..  CHP Gen. Bşk. Özel , ant içecek yargıcın  kararlarını protesto amacıyla  , Yargıtay Başkanı Akarca’da  iki yüksek yargı arasında çıkan ayrışma nedeniyle törene katılmamışlar.  Bu haber açık toplumlarda geniş halk yığınlarının ne denli ilgisini çeker, bilemiyorum. Yaşadığımız topraklarda böylesi  toplanmaların yeni görevinde kişiyi motive etmekten  çok, egemenliği bir başka düzlemde görünür kılma amacını  taşıdığını düşünüyorum. 

Toplantı ile ilgili olarak  benliğimin kuşatan olumsuz ruh  dünyamda debelenirken , şarkıdaki gibi; “ hayal deryasına bazı bazı daldığım” bu anda düşünce yargımı doğrulayan bilgece bir deyiş düşüverdi  usuma. Diyarbakır’da namaz kıldırırken arkasından kahpece bıçaklı saldırıya uğrayan  din adamı imamın bilgece sözleri .  “ Dünya senden giderse “ veli” , Akıl senden giderse “ deli”, sen dünyadan gidersen “ ölü” diyorlar. “   Bu kez doğru söyleyeni köyünden kovan diyanet kurumu olmamış  ama,  kör olası “ ecel “ yetişmiş yardıma… Yaşam denen kısa yolculuğun sonuna yaklaşan bu topluluk gittiklerinde biraz da “ ölü” denmemek için yaşasalar olmaz mıydı ?..

“Ölü” denmemek için çabalamak, yokluğunda anılmak. Gerçek anlamda yaşamak o olsa gerek.  Diye düşünürken ABD başkanı Bıden’la ilgili bir haber ölü – diri kavramlarını tekrar çağrıştırdı.    İlerleyen yaşında , açlığın, yokluğun , kırımın ve katliamların nedeni olarak eleştirilirken, Macron’u  Mitterand’ la, Merkel’i  Helmut Kohl  gibi bu dünyadan yıllar önce çekip giden dünya liderlerinin  isimlerini   karıştırdığını , Merkel’e Kohl, Macron’a da mitterand diye seslendiğini öğrendim. Çok da  şaşırmadım. Diğer yaşamsal işlevlerindeki anomali hallerini bilemiyorum.  Çok da merak etmiyorum.  Ama ,Dünya lideri olarak adlandırılıyor. Ölü mü, diri mi  ne demek gerekiyor? siz söyleyin. Yaşarken   bırakacak mirası bulunmayanların dünyadaki konumları ne olursa olsun, tarihin ve insanlığın belleğinde yer bulamazlar. ABD  Başkanı Bıden ‘da  bu sıfatı nedeniyle sadece devlet başkanları künyesinde formel olarak yer bulurken,  yüzlerce yıl sonra, eski ve çoktan terk edilmiş bir mezarlıkta yürürken ayağa takılarak tekmelenenin kendisi olduğunun farkına varamayacak ve duyumsamayacaktır. Kıssada hisse diyelim , kapatalım.

Son yıllarda korkutucu biçimde artan kadına karşı şiddet ve öldürme olaylarını basit ve olağan kriminal vakalar olarak adlandırıp geçemeyiz. Sosyo- kültürel, sosyo- ekonomik, antropolojik ve inançlar alanında  önemli bilimsel araştırma ve tartışmaların konusunu oluşturan bu olayların    her hangi bir kriminal olaydan bağımsız irdelenmesi gerektiğini düşünüyorum. Tüm temel hakların ilk sırasında oturan “ yaşam hakkı” nın ihlali sonucunu doğuran  öldürme olayları ile  ilgili haberleri  salt izleyerek yetinilmemesi gerektiğinin bilincinde bir kişi olarak  ülkemde , özellikle adam öldürme davalarında mesleğimin ilk günlerinden bu güne,  batılı meslektaşlarımın yadırgayıp abartılı bulduğu  sayıda Edirne’den Kars’a çok fazla yüzlerce benzer davalarda görev almış bir insan olarak  ardı arkası kesilmeyen bu haberler içimi karartıyor. Gündemin hızla değiştiği ve günü birlik yaşanan ülkemde  kimilerine göre okunup geçiverilen olaylardan alın  size son günlerdeki bir demet. Birisi bir ay önce evlendiği eşinin kafasını koparmış,   bir diğeri; anne ve babasını tüfekle öldürüp, kardeşinin kafasını koparan evlat. Bir diğeri cezaevinden izinli çıktığı gün  boşandığı eşini öldüren bir başka cani. Bunlar, daha dün yaşanan olaylardan bir bölümü. İstatiksel verilere göre dünyada ilk sırada olduğumuz söyleniyor.  Ağır yaşam koşulları, emekli maaşlarındaki sözde artışlar sarmalında, olan biteni anlamaya gücü kalmayan çaresiz bir insan topluluğu. Bir de  düzeysiz siyaset bataklığında  kirlenmenin  hiç gereği yok.  Dünden medyaya düşen ve her gün yinelenerek sürecek kimi haberleri  penceremden sunmaya çalıştım . ÖK.  

Kırca Hukuk Bürosu
Tüm Hakları Saklıdır ©